!ktphane.gif (4763 bytes)

24. Sayı

'İnter-matrix'

'Hayır Neo. Anlatmaya çalıştığım
hazır olduğunda kaçmak
zorunda kalmayacağın'
Morpheus

Tutun ki bir internet-kafedesiniz ve size orada ne olup bittiğini ve daha da ilerisi kısa bir süre sonra neler olabileceğinizi yazan bir ekran var. Yaptığınızı bilen, sizi ve mekanı tanıyan bir ekran, Kafka'nın eserlerinde rastlayacağınız bir ileri denetim aracının içinde bilgisayar düşkünü ya da mesleği bu olan birinin bile şaşırdığı, mesajlarla sarsıldığı bir bilgisayar oyunun ya da çet-grubunun adeta sistemle dalga geçer gibi onun hatalarından faydalanmaya çalışan sürek avcıları...Artık sizi de izlemeye ve şöyle mesajlar vermeye başlarlar:
- Alo herşey yolunda mı?
- Elbette, bana güvenmek zorundasın. Ama kontrol etmekte yarar var.
- Onu izlemekten hoşlanıyorsun değil mi ?
- Saçmalama
- Onu öldüreceğiz anlıyor musun?
- Morpheus aradığımızın o olduğunu düşünüyor.
- Ya sen ?
- Benim ne düşündüğüm önemli değil
- Sen inanıyorsun değil mi ?
- Şunu duydun mu?
- Neyi ?
- Buluşma anının bu olduğuna emin misin ?
- Elbette eminim.
- Başlayalım o zaman.'
Ya da...
Her kenar mahallede hissedilecek şeylerin bundan yüzyıl sonrası teknoloji ile buluştuğunu hiç gördünüz mü ? New-York varoşları arasında bir polis operasyonunda bir kızın bir kahraman gibi kurtulduğunu hiç duydunuz mu? Hem de en ufak bir çizik almadan. Uzakdoğunun, soğuk barbar yöntemleri ile Fransız ve İngilizlerin 'havacraftı' ve Afrika'nın eziyet edilen ama onu izledikçe bilgece bir yolun açıldığı orta yaşlı ve sorumlu bir militan, ince uzun, minyon yüzleri beyaz ten ve siyah saçları ile adeta Fransızları andıran kadın ve erkekler. Birbirine onca sıkıntı içinde tek bir kötü söz söylemeyen bir insan topluluğu. Savaştıkça öğrenen ve birbirine inanan bir grup. Üstelik sadece macera olsun diye değil, sistemi ve gerçeği izleyen onun ipuçları ile yol almaya çalışan, güneşin yok olduğu, insanların da ancak sistemin bir enerji kaynağı olarak yaşayabildiği atmosfer dünyasının savaşçıları.
Anderson'la beraber buluştuğumuz bir siyasal ve teknolojik savaş aygıtı. Siber-ajanlar ve ona karşı siber dünyayı tanıyan izleyen ve savaşçı bir grup. Makinalara karşı makinaları kullananan, gizlenen, arayan ve kehanete ve kahinlere inanan ama bunu tartışmayan, konuşmayan bir takım.
'Matrix' belki de son yılların bize sunulan tek efsanesi. 'Öncü' ve savaşçıların dünyasını herhangi bir tarihsel olaya bağlamadan bunu soyutlamayı başaran, bilim kurguya yakın bir film. Tarkovski'den sonra belki de bu tarz bir soyutlukta bir anlatım arayan ama onu 'Tarkovski'nin ağır havasından kurtarmayı başaran Andy ve Larry Vachowski kardeşlerin esaslı bir filmi.
'Matrix', bir sistemin -tam olarak söylemek gerekirse- bir kontrol aygıtının adı. Morpheus ise buna karşı mücadele etmeye karar vermiş yaşadığı şeylerin tamamen bir yanılsama olduğunu çok önceden fark etmiş orta yaşlı biri. O artık bu savaşı sadece öğrenen değil aynı zamanda savaşa karşı bir savaş gemisi ve yöntemler geliştirmiş bir militan. Bütün bu savaşın sadece tekniğini değil efsaneleri ve geçmişini de bilir. Hem bu geçmiş ve efsanenin, kehanetle iç içe geçtiği ve onun izlerinin en az teknolojinin insanlara sunduğu ipuçları kadar önemli olduğu bir savaş alanında bulursunuz kendinizi. Morpheus size bir geleceği değil gerçeği ve değişimi de vaadeder. Kölesinizdir ve değiştireceksinizdir.
Morpheus, Thomas Anderson'ın - sistem karşıtı işler yapmayı zaten sindirmiş bir yazılım uzmanının- eski ama sınavlarını başarıyla tamamlamış ve bu birikimi kullanabilen bir savaş gemisi için başından itibaren seçilmiş kişi olduğuna inanır. Buna inanan sadece o değildir, eski ve sıradan bir dansçı, yeni savaşçı Thrinity'in de hisleri bu yöndedir. Filmin başında ki benzer bir diyalogla Thomas Anderson'la randevulaşılır. Mr. Anderson'ın Morpheus'un grubu içinde ve yazışmalardaki adı, Neo'dur. Neo'nun ilk randevusu bir dans klubünde Thrinity'le gerçekleşir. Thrinity Neo'nun sistem karşıtı hareketlerle (başta bilgisayar virüsü üretmek, işe geç gitmek vb.) ile aranan biri olduğunu haber verir. Ertesi gün işe geç gitmesi ile bu kez iş konusunda amiri tarafından benzer şekilde uyarılır. Bunun peşinden Anderson masasında günlük çalışmasına başlamak üzeredir ki, içinden telefon çıkan bir zarf gelir. Telefonda konuşan ona daha önce de Matrix konusunda bilgi veren ve olacakları söyleyen Morpheus'tur. Film'in içinde yer yer tekrarlanan mekana ve geleceğe hakim ses orada olacakları ve çıkış yollarını bir kahinden daha net bir şekilde Neo'ya tarif eder. Bunun nasıl bildiklerini Neo onu almaya gelen siber ajanlardan kurtulmaya çalışırken sorsa da zaman darlığında alamaz. Bir daha da bu konu olmaz. Neo bir gökdelenin ara katının penceresinden yangın merdivenine geçemez ve yakalanır. Sorguya götürülür.
Sorgu sonunda onların Anderson'un içine akrep formunda bir alıcı yerleştirilir ve gerçekle düşün içiçe geçtiği bir his duygusuyla sabah evinde uyanır. Thrinity ve arkadaşları yağmurlu ve fırtınalı bir akşamda Anderson'ı içindeki alıcıdan arındırarak, Morpheus'la tanıştırırlar. Morpheus ile yüzleşmeden Thrinity'in Anderson'a söylediği tek şey vardır ;'Dürüst ol.'
Bu sahneden sonra, film bizi bir tür geleceğin, ırkçı olmayan, sistem karşıtı ve özgürlükçü militanlarının içine sokar. Bütün bu teknolojik dünya yine de insanın sorunlarını ve çözüm tarzını değiştirmemiştir. Geçmişteki tarihsel olaylardan kopan bir fon içinde de olsa eğilimler ve zaaflar aynı kalır (ihanet, sanal da olsa refaha özlem , gelecek kaygısı vb..).Sınırlıda olsa bunların da tartışıldığı, inanç meselesini aşmış bir grupla karşı karşıya getirir. Yine de zaaflar aşılmamış ancak tedbirleri alınmıştır. Morpheus'un Neo'ya sunduğu mavi hap, kırmızı hap örneğinde ve bu hapı yutmuş bir başka militan 'Cyber' örneğinde olduğu gibi ihanet teknik imkanlarla aşılamamıştır.
Film'in bir başka zihinlerde yer edebilecek sahnesi sanırım, Morpheus'un sorgusu sırasında gerçekleşir. Morpheus'u sorgulayanlar arasında ajan Smith meslektaşlarının olmadığı bir anda Morpheus'a yapabileceği en içten konuşmayı yapar. Smith'te bir siber-teknoloji olmasına karşın o da sistemin çelişkileri ile maruzdur. Onda da en azından bu sistemin içinde daha rahat, risksiz ve başarılı bir ortam arayışı içindedir. Morpheus'a uzun uzun 'evrime' ve sisteme bağlı gelişmeden sözeder. Sonra Morpheus'tan, 'Cyber' in ihanetiyle edinemedikleri geminin şifresini ister. Smith'le Morpheus'un diyalog'u, daha doğrusu ajan Smith'in monolog'u şöyle geçer;
-Buradan nefret ediyorum.
-Hayvanat bahçesi ya da hapishane. Her ne diyorsanız. Daha fazla dayanamıyorum.
-Kokuları alabiliyorum ve hislerim gelişmeye başlıyor.
-Yapışkanlığı (Elini Morpheus'un işkence görmüş kan ve ter içindeki kafasında gezdirerek) hissedebiliyorum ve bunun acıdan olduğunu biliyorum.
-Öyle değil mi?
-Buradan çıkıp özgür olmalıyım.
-Çünkü sizleri yok ettikten sonra benim de işim bitiyor. Ben de yok edileceğim.
-Buradan kurtulmak için koda ihtiyacım var.Ver onu bana yoksa öleceksin.
Bunlar insan ilişkilerinin hala ne kadar karmaşık ve baskın bir özellik taşıdığını ve taşımaya devam edeceğinin itirafları. Buna maruz kalan bütün parçaların yönü ne olursa olsun etkilenmeyi sürdüreceğinin bir tahmini ajan Smith'in itirafları.
Film bizi buluşturduğu ileri similasyon dünyasının içinde yaşamını ve mücadelesini sürdüren ve kazanan bir çekirdeğin içinde olabilecek yaşam anlarını anlatıyor. Belgesele benzer bir anlatımla ihanet, geri dönme arzusu, yılgınlık, bağlılık ve felsefe gibi konuları da içererek sürüyor.
Tekrarlardan kaçınma, bir diyalogun bir defa yapılması...Bütün roller, diyaloglarında, özellikle Morpheus ve Neo (ajanlara göre hala Bay Anderson) arasındaki konuşmalar bir defa oluyor ya da hiç olmuyor, yaşanıyor.
Kehanete karşın kırılan , kadere karşın onu yok etmeyi becerecek tek şey iradedir. "Bir yerlerden başlamanın" filmi Matrix "kazanmayı" sadece Neo'nun becerisi, enerjisi ve Morpheus'a karşı sevgisi bağlılığıyla değil, Morpheus'un da en az ona ve mürettabata karşı, ve biraz soyut olsa da 'tek yol'un varlığının bu olduğuna inanmasıyla açıklıyor. Aslında bir 'üçüncü yol'un yokluğudur anlatılan. Sanırım tarihin olmasa bile bu film'in bize sunduğu kader ve irade tartışmasında önemli ipuçları var.
İzlemediyseniz, mutlaka izleyin.
Arıyorsanız CD'si bizde var!

İçindekilere geri dön